4 kapının da postu da ayrıdır.
Aşığın birisi demiş ki;
“Ne mutlu Külli varım Haydarım diyene!
Ama, kişi malını verir canını vermez, Canını verir tenini vermez, tenini verir ruhunu vermez,
Külli varım Haydarım diyenler kurtarır” demiş.
Arınmış, nurumuz kalsın, o noktamız kalsın. Nokta Şah-ı Merdan Ali’dir. Mevlana’nın dediği gibi “Yüce Tanrı ibadeti Şah-ı Merdan Ali’nin ismi ile ibadet yaptırmıştır.” Yani Ya Ali dediğin vakit en güzel ibadeti yapmış olursun. Şah’a çağırdığın vakit çok şeyi kurtarırsın.
Hak Muhammed Ali bir nuru vahittir. Muhammed ile Ali’nin birbirinden hiçbir farkı farkullahı yoktur.
Şah-ı Merdan Ali Besmeledeki B’nin altındaki nokta olduğu için; Tanrı da Peygamberler de, Nebiler de, Aşıklar da, Sadıklar da ve Bağrı Yanıklar da hepsi o noktada toplanmıştır.
Aşk Allah’tır. Tekemmüle gelen aşıkların hepsi bu hususu hem yüreklerinde, hem gönüllerinde hem yazılarında hem konuşmalarında tasdik etmişlerdir.
Yunus Emre der ki “Aşkı olmayan kişi kuru bir taşa benzer.” Taşa ne eksen bitmez.
Ama taş da canlıdır. Taş canlı olmasa ondan maden altın gümüş kömür olmaz, duvar olmaz. Yani eğer doğayı çözecek olsak Allah’ı çözmüş olacağız.
Kişi kendini bilirse nuru huda dur. Kendini bilmez ise Hak’tan cüdadır.
18 bin alem bir vücutta mevcuttur. İnsanın yüceliği her şeyi bilmesindendir. Çünkü konuşur. Konuşur ki benim ismimi cihana saçmıştır.
Yunus dünyaya hükmetmiştir. Meluli dünyaya hükmetmiştir.
Bütün cihan 18 bin alem Aşk’ta gelip düğümlenmiş orda bir nokta olmuştur. Candan geçmeyen o makama ulaşamaz.
“Kötü düşünceleri atmadan iyi düşünceleri yerleştirmemize imkan yoktur.” Zıt kutuplar birbirine borçludur. Yaradan o kadar güzel yaratmış ki kim? “senin aşkın,senin düşüncen, senin aklın, senin fikrin yaratıyor.”
Bunu yaratıyor ki bak şu uzun şu kısa şu çirkin şu güzel şu soğuk şu sıcak diyor. Onun için üzüntüyle sevinci birbirinden ayıralım. Sevinci dolduralım ki üzüntüye yer kalmasın. Akılı dolduralım ki akılsızlığa yer kalmasın.Aşk dolduralım ki nefrete yer kalmasın.
Ademi yarattığım vakit onun yüzüne hicap yerleştirdim.Şehvet geldi dedi ki “orası benim yerim” dedim ki orası hicabın yeri. dedi ki “benim geldiğim yerde hicap kalmaz.”, Beynine akıl yerleştirdim. Hırs dedi ki orası benim yerim. Oraya akıl yerleştidim. Hırs diyor ki “ben gelirsem aklın yeri kalmaz.”Benim geldiğim yerde göz kararır.
Varlık o kadar güzel yayılmış ki! Bu varın için de acından ölenler var. Onu da ne yapacağız bilmiyorum.
“Dön kendinden kendine bak”
Bütün erenler diyor ki Hakk’a vasıl olmak için muhabbet lazım.” Noktanın sırrını ancak muhabbette bulursunuz. Kişinin sevdiği içinden konuşur. Seven sevilen birbirinden ayrı değildir.
İbrahim Ethem de tahtından eden Şah-ı Merdan Ali idi. 4lük vardır ki celal, 4 lük vardır ki cemal. Cemal Celal bir kaşık bal.
12 İmamlar ne Muhammedin ne Ali’nin emri ile değildir. Allah’ın emri ile 12 halife gelecektir demiştir. Bu Kur’an-ı Kerim’de vardır. Esas Kur’an ‘ı kuranlardır. Kağıt değildir. Ehlibeyt de “ Ya Muhammed Ya Ali sizleri yaratmasaydım ben bu cihanı yaratmazdım” diyor. Esasında ne Muhammed ne Ali için, kendisi için Muhammed Ali’yi yaratmıştır. Yani kendini tanıtmak için, yani o varlık o nokta bir kelime olmak için, o nokta da kurtulmak için, tanınmak için insanı, eşrefi mahluku ahseni takvimi yaratmış ki kendini bildirmek için.
“Esasında Hak Muhammed Ali bir nuru vahittir. Onun nurundan nurlananlar Ehlibeyttir.” Hakkı hak edenindir. Ehli Beytin yüzü suyu hürmetinedir.
Şöyle bir düşünürsek Muhammed’in Ali’nin çektiği çilenin milyonda birini biz çekemeyiz. İmam Hasan’ın içtiği zehirle ciğerleri parçalanmış. Zehri eşi vermiş. Eşine diyor ki çabuk buradan git Celal Abbas gelmeden. O gelirse senin pis kanına kıyar. Pis kanın bize bulaşmasın. Şah Hüseyin son nefesine kadar insan olun diyor. Gitme ya Hüseyin diyorlar. Baban gitti abin gitti. Sözlerinde durmazlar. “Biliyorum ben de sizin bildiklerinizi, ancak siz de benim bildiklerimi bilmiyorsunuz.”
Eğer kerbela olayı olmasaydı….
1515’ten önce Anadolu’nun neredeyse tamami Hakk MUhammed Ali itikatina sahipti. Muhammed’in ve Ali’nin nazarında ayrım yoktur.
Gerçeğin birisi diyor ki “Allah’ım tüm varlıklar seni inkar etsin de sırf sen bana kalasın” Ustasız kar haramdır. Bütün erenlerin hepsi bir ustadır.
Söylediğimiz her söz her kelam külleyi arzda toplanmaktadır. Zaman gelecek bri dahaki gelişimizde mi ondan sonraki bir kaç gelişimizde mi onları hep seyredeceğiz. O sözlerin hepsi gözümüzün önüne gelecek.
Kıbrısta harp edildiği vakit gönlüme şöyle birşey gelmişti: ” Bu kıbrısta şehit olan kişi gün gelecek bu dünyaya geldiği vakit Kıbrıs’ın harbi televizyonda gösterildiği vakit orda şehit olup, düştüğü yeri görecek diyecek ki “ aa bura bana hiç yabancı gelmiyor ve şehit olmuş gibi orda o ızdırabı çekmiş gibi sarsılacak. ben buna inanıyorum. Çünkü dünya nereden nereye gitti. İnsan nereden nereye gitti. Elbise giymezken, aile bağı yok iken avlanıp çiğ et yer iken nereden nereye geldik. O da biz idik. Bu da biz idik. Daha biz neler olacağız Hak bilir diyelim.
Gereksiz hiçbir şey bu cihana gelmez. “Ağzın zekatı hayır konuşmaktır”
Ölmeden önce ölenler Hakk’a vasıl olmuştur.
“Ali’nin aşkına düştüm düşeli davalar kapandı. Mana açıldı.”Vahdet geldi kesret bitti! Herşey sensin cihan sensiz. Sen ne dersen o oluyor.
Görürsen bilirsen Hakk sendedir. Sözümüzü bilenler o lokmadan tatmışlardır.
Namaz Ehli Niyaz Ehli Naz Ehli…Allah bizi Naz ehli yapsın…
İbrahim’in yaptığı Kabe bin kere yıkılır ve bin kere yapılır ama gönül kabesi yıkıldığı zaman onun yapılması kolay kolay değildir.
Zayıf ve bilmez kişinin yanında olmamız gerek.
Seven sevdiğini her zerrede görmezse gördüm diyemez… Hele o içte yanan közde ve sözde birlememişse sevdim demesin.
Eğer aşk hak ile hak olması olmasaydı şehvet olsaydı aşk defterinin baş sayfasını öküzlerle eşekler tutardı.
Hiç bir canlı Hakk’tan ayrı değildir. Hakk’ın ona verdiğini yansıtır.
Zahiren insan cihanda zerredir. Batınen de cihan insanda bir zerredir.
Kanaat mülkünde kalabilseydik çok yere varmış olurduk.
Resulullahın önüne bir tabak bal gelir. Hazırdaki canlara sorar bu nedir? der 1. Kişi Bal der. Hayır der. 2. Kişi de bal der. Hayır der. 3. kişi de bal der. Hayır der. 4. Kişi “ efendim desturunuzla bir kaşık tadayım” der. tat der. Adam bal der. Resurallah ”saddak”
der. Diğerleri “ya resulallah biz bal dedik hayır dedin. Onunkini kabul ettin neden?
Resulallah der ki; Canlar siz ilmel yakın bal dediniz. O ise tattı aynel yakin da geçti hakkel yakın olarak bal dedi. Mürşitlerimiz dal deseydi dalardık. Korkmazdık.
Teslim olmak gibi güzel bir şey yoktur. Hakk bizi kendisine benzetir. Kendisi yapar…
Şikayeti kaldırınca rahat edersiniz…