EMİŞ BACI’NIN KISA HAYATI
Emiş Bacı Sarı Çiçeklidir. Sarı Çiçek, üç vilayetin hudut alanı içindedir. Sivas, Erzincan, Malatya, Erzincan, Kemaliye (Eğin) köyleri, Gözaydın (Bezmişen), Ağıl, Dilli, (Abrenk) Harmankaya, Çanakçı, Malatya Arapkir kazası köyleri, Eynir, Çiynir, Sivas’ın Divriği kazası köyleri: Abbas Oğlu, Ortaköy, Atmalı Oğlu, Han Deresi, Akpelit, (Gemhu). Bu köylerin arasında bir yatır vardır, Koca Haydar
Gözaydın (Bezmişen), Ağıl, Dilli Harmankaya, (Abrenk) köylerinin batısından Sultan Murat caddesi geçer, bu cadde Erzincan, Sivas hudududur.
Divriği’nin, Akpelit (Gemhu) köyünün güneyinde, Orta Köy, Atmalı Oğlu’nun doğusundadır. Orada ki yatır Koca Haydar, Sultan Murat Bağdat’a gider- ken Askeri beylik düzünde konaklar, Erenler bir kazan yemekle tüm askerini doyurur.
Emine Atalay Köseoğlu, 1939 yılında Divriği Orta Köydeki Koca Haydar Türbesi’nin iki bin metre yakınındaki üç evli bir mezra’da Coppo Ağa’nın çiftliğinde doğmuştur.
Köyden köye giden bir yol üstündedir. Mezranın ismi Coppogil, diye anılır. Şotik, Atmalı Çotali mahlası ile anılan aşiret ağasının oğlu olan Hasan, Köseoğlu gelir oraya yerleşir. Coppo Hasan’ın o devirde Atma aşiretinde etrafi zorbalarla kuv- vetlidir fakat çiftliği beş köyün arazisiyle bitişiktir.
Bu köylerden Atmalı Oğlu ve Orta köy yaylası çiftliğin bitişiği Koca Haydar Yatırının yanındadır. O iki köyün ağaları ile ara sıra sürtüşmeye gitseler de Orta köyde Api Batto’nun gelinleri Coppo Hasan’ın kızlarıdır. Hısımlık olduğundan On köylülerle ile hoş geçinir.
Sarı Çiçek Koca Haydar obalarının meşhur gölleri vardır.Dipsiz Göl, Sülük Gölü, Şehit Fatey Gölü, meşhurdur.
Yüzlerce yıllık tarihi söğütler vardır üç beş metre çapında dırlar, Sarı Çiçek otlak çayırları ile bezenmiştir abu hayat akan pınarları vardır, bahar gelince bin bir çeşit has çiçekleri olan, yazın kara çadırlarla yaylaya çıkılır Sarıçiçek yaylaları, oksijen dolu o çamlıkta sanki o devirde hayat veren bir hastanedir.
Sarı Çiçek Yaylasında Kara çadırlarda eyle bir çadır vardır ki adına Bizmikli derler iki kapısı vardır, birinden kadınlar girer birinden erkekler. Erkeklerin girdiği kapı dar bir kişi zor girer ve de alçaktır uzun olsun kısa olsun kişi eğilmek zorunda kalır.
Bu görenek ta Orta Asya’daki kavimlerin önem verdiği geleneğinde saklıdır.
Yani bu kapıdan girenler kibrini, gururunu, benliğini kırar destur diye girerler. Hakk’a teslimiyettir, hatta bu çadır Milli Mücadele zamanında mahkeme çadırı vazifesini de görür, Milli mücadelede saç ayağı olan üç kazadan üç paşa Karargahlarını buraya kurarlar.
Divriğili Abdullah paşa, Eğin’li Mirliva Hilmi Paşa (Hilmi Gür) Arapgir’li Ali Galip Paşa ve bunlara destek veren Ağalar, Atmalı Oğlu’ndan, Memmi Kindo, Orta Köyden Raşo Ağa, Coppo Hasan Ağa birleşirler kavakları selvileri keser Milli mücadeleye bağış ederler. 150 katır, bir heybe dolusu altın ve gençleri demirbaş olarak verirler canı gönülden desteklerler(*)
(*)Sarıçiçek Tarihi, Kazım Handerelioğlu, Tahir Sehlikoğlu, Dutağacı Gazetesi 2012