Gel Kendine Deli Gönül
Bu kitapta, Alevi öğretilerinin yanı sıra, doğa şiirleri, tarihsel konular ve sevi şiirleri ile birlikte sunulmaktadır.
Bu eseri temin etmek için iletişim bilgilerimiz üzerinden talebinizi bize iletebilir ya da www.demosyayinlari.com.tr adresinden online olarak alım yapabilirsiniz.
Ozanımız Vaktidolu, bu kitaptaki deyişlerini toplar ken ilginç bir biçimde kendine sesleniyordu.
Gel kendine deli gönül…
Adil Ali Atalay Vaktidolu‘yla yirmi yılı aşkın bir süredir tanışıyoruz. Bu denli insan delisi az bulunur. Herkesle dost, herkesle yaşıt, herkesle eşit… sofrası açık, gönlü açık bir sevecen, Bir ara çok dinleyen, sonra çok konuşan biri. Ozan dili bu; durduramıyorsunuz. Kitaptaki şiirlerde böyle doğdu. Her şiirin doğumunu yakından izledim. Meyveyi veren Adil Ali, içinden çıktığı Alevi toplumunun kültürünü yayıyordu. Deyişlerini kusur-suz bulmuyordu. Hep arıyordu, soruyordu. Doğruya, uzlaşmaya çabalıyordu;
Canını cânanda bul, seyran eyle…
Alevi tasavvufunun özü bu. Sen, ben, Can, Cânan… ayrı gayrı değil. Hep biriz. Hep o yüce ışıktan gelmekteyiz. Bunu bilmek için ara bul ve gözle… Ancak bulmakta yetmez. Birliğe ulaştınsa kendini unut ve otoritenin içinde kaybol. Bu otorite dergâhtır. O dergahta kendini kanıtla ve kurban ol,
Halini dergahta sen makbul eyle,
Kırklar meclisine geldi bu kurban…
Yardımcı bir insan Adil Ali.
Evi boş değil, Alevilikteki “Mihman Ali’dir” inancı onda son aşamada. Bir de konuk geldiğinde seviniyor ki sormayın.
Dostları görünce artıyor şevkim,
Aşkımın esrarı didarı geldi
Bu melil gönlümde kurulu köşkün,
Çok şükür, derdimin dermanı geldi…
deyişleri bir ara öfke doluyor. Haksız da sayılmaz.
Badeyi içmeyen cahil,
Ne bilsin ki både nedir?
Sedayı duymayan gafil
Ne bilsin ki seda nedir?
Temelsiz eleştirilere, iftiralara karşı sağlam bir kale…
Suçu olan burda verir,
Başka sorulmaz suçumuz…
Kitap, salt alevi öğretisiyle dolu değil. Doğa şiirleri, tarihsel konular ve Adil Ali’nin ayrı bir önem verdiği sevi şiirleri birlikte karşımıza diziliyor. Adil All, insanlara bir sıcak el uzatıyor. O ele uzanalım. Karlı çıkarız.
1 Nisan 1992
Nejat Birdoğan